Keşfedilmeyi bekleyen masalsı bir coğrafyanın, koynunda yaşattığı binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini sürmek, kültürel değerlerini tanıtmak ve doğasını keşfetmek için tematik bir gezi düzenledik Doğu Anadolu’ya… Ülkemizin en doğusuna, ışığın doğudan yükseldiği kadim topraklara.
6 Gün
18
24.05.2025
29.05.2025
Genel Bakış
Keşfedilmeyi bekleyen masalsı bir coğrafyanın, koynunda yaşattığı binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini sürmek, kültürel değerlerini tanıtmak ve doğasını keşfetmek için tematik bir gezi düzenledik Doğu Anadolu’ya… Ülkemizin en doğusuna, ışığın doğudan yükseldiği kadim topraklara…
Bol bol fotoğraf çekip, baharın tüm güzelliklerine objektiflerimizden şahitlik edeceğimiz bu özel destinasyonumuzda bizleri neler bekliyor?
Gezilecek Yerler
• Muş Tarihi Murat Köprüsü
• Bingöl Yüzen Adalar Tabiat Anıtı
• Güroymak Açık Hava Kaplıcaları
• Nemrut Kalderası Tabiat Anıtı
• Bitlis
• UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren Ahlat Selçuklu Mezarlığı ve Kümbetleri
• Muradiye Şelalesi
• İshak Paşa Sarayı
• Doğubeyazıt Kaçakçılar Çarşısı
• Iğdır Şehir Şehir Turu ve Müzesi
• Tuzluca Tuz Mağaraları.
ALINMASI GEREKEN UÇUŞ BİLGİLERİ
GİDİŞ – 24 MAYIS 2025 – ISTANBUL – MUŞ
CUMARTESİ SAAT 08:15 – VARIŞ 10:20
DÖNÜŞ – 29 MAYIS 2025 – IĞDIR – İSTANBUL
PERŞEMBE SAAT 16:55 – VARIŞ 19:30
Değerli misafirlerimizi özel aracımızla Muş Sultan Alparslan Havalimanı’nda karşılıyoruz. Gezimizin ilk ayağı olan Muş – Varto yolu üzerindeki, Selçuklu Dönemi sivil mimari eserlerinden, “Tarihi Murat Köprüsü'ne gidiyoruz. Günümüzde de halen kullanılmakta olan Murat Nehri üzerindeki köprü, 12 gözlü ve 143mt. Uzunluğundadır.
Murat Köprüsü ile başlayan gezimizin devamında Bingöl’ün Solhan ilçesine bağlı Hazar Şah Köyü Aksakal göl mezrasındaki “Yüzen Adalar Tabiat Anıtı’nı ziyaret edeceğiz. Küçük bir krater gölünün ortasında, rüzgarla hareket eden 3 tane bağımsız ada ve üstlerinde de birkaç tane bodur dış budak ağacı bulunan Yüzen Adalar, yeşilin en güzel tonlarıyla objektiflerimize gülümseyecektir. Akşam yemeğimizi yerel bir restoranda yedikten sonra konaklama akşam Muş’taki otelimizde.
Siz değerli misafirlerimizle, otelimizin açık büfesinde yapacağımız kahvaltı sonrası Doğu Anadolu’da baharın gelişiyle birlikte çiçek ve yemyeşil bir ot denizine dönüşen Muş Ovası’na gidiyoruz. “Muş 1071” ismi ile tescillenen, çiçeklenme dönemi 15-20 gün süren ve bir döneme adını, Muş Ovası’nda doğal olarak yetişen endemik bir tür olan ‘’Muş Laleli’ni (Tulipasintenisii Baker) doğal ortamında görmeye gidiyoruz.
Bitlis’in Güroymak ilçesine bağlı Budaklı Köyü’ndeki kaplıcalara gidiyoruz. Ana kaynağı Nemrut Krater Gölü olan “Budaklı Kaplıcasına köylüler, manda sürülerini ve atlarını getirerek yüzdürüyorlar. Açık hava kaplıcalarında ilginç enstantaneler yaratan manda sürüleri, özellikle fotoğrafçılar için harika kompozisyonlar oluşturuyor.
Daha sonra uçsuz bucaksız Muş ve Rahva Odaları’nın görsel şöleni eşliğinde Bitlis’in Tatvan ilçesine hareket ediyoruz. İlk durağımız doğal güzelliğinin yanı sıra bilimsel öneme sahip jeopark alanı “Nemrut Kalderası Tabiat Anıtı” olacak.
Avrupalı Seçkin Destinasyonlar (EDEN) Projesi kapsamında Suya Bağlı (Aquatic) Turizm dalında mükemmeliyet ödülü alan Nemrut Kaldırasını ziyaretimizde; Büyük Göl, Ilık Göl ve buhar bacalarını görüyoruz. Nemrut Krater Gölü, dünyanın ikinci Türkiye’nin ise en büyük krater gölü özelliğine sahip. Akşam yemeğimizi yerel bir restoranda yedikten sonra konaklama akşam Tatvan’daki otelimizde.
Otelimizin açık büfesinde yapacağımız kahvaltı sonrası Tarihi Bitlis Şehrini gezmeye gidiyoruz. Tarihi dokusuyla şehir turu yaparken, Hanlar, Medreseler, Camiler, Köprüler ve en önemlisi ‘’Bitlis Kalesi’’ ni göreceğiz. Kale Bitlis şehir merkezinde iki derenin ortasında, doğal ve sarp kayalıklara yapılmıştır. Kayalıklar üzerinde yükselen ve burçlarla takviye edilen surlar düzgün kesme taştan yapılmıştır. Bitlis Kalesi’nin inşa tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, Büyük İskender’in komutanlarından Badlis tarafından yaptırılmış.
Bitlis’in meşhur Büryan yemeğini afiyetle yedikten sonra Hizan ilçesine doğru hareket ediyoruz. Eşsiz bir İlkbahar doğasına ve büyüleyici bir coğrafyaya merhaba…
Yaklaşık 60 km’lik bir yolculukla, geleneksel kırsal doku, Mimari ve kültürel mirasın korunarak, yaşamın ve üretimin devam ettiği, derin vadilerin yamaçlarına kartal yuvası gibi kurulmuş Bitlis’in Hizan ilçesinin köylerine gidiyoruz. Neolitik Dönemden bugüne 9 bin yıllık konut mimarisinin kültürel kopuşlara uğramadan günümüze kadar gelebildiği çarpıcı ve ünik bir örnek, Neolitik Çağ yerleşkesi olan Çatalhöyük’te olduğu gibi petek benzeri bir labirentle, bitişik, kümelenmiş, toprak damlı Hizan köylerini geziyoruz.
Akşam yemeğimizi yerel bir restoranda yedikten sonra konaklama akşam Tatvan’daki otelimizde.
Otelimizin açık büfesinde yapacağımız kahvaltı sonrası Ahlat’a geliyoruz. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınan “Ahlat Selçuklu Mezarlığına ulaşıyoruz. Selçuklu ve Osmanlı mezar taşlarını, Emir Bayındır Kümbeti'ni ziyaret ettikten sonra Bitlis’in Adilcevaz ilçesine hareket ediyoruz.
Adilcevaz’da yöreye özgü imal edilen bastonları görmek için “Baston Atölyesine yaptığımız kısa ziyareti tamamlayıp, “Muradiye Şelalesi ”ne doğru yola çıkıyoruz. Van’ın Muradiye ilçesi, Bendimahi Çayı üzerinde yer alan ve 18mt. Yükseklikten coşkuyla akan Muradiye Şelalesi, adını Bağdat seferine çıkan Sultan IV. Murat'tan alıyor. Şelale kışın tamamen donuyor ve dağcılar tarafından buz tırmanış alanı olarak kullanılıyor.
Muradiye Şelalesi’ndeki turumuzun ardından yaklaşık 1.5-2 saatlik bir yolculukla Doğubayazıt’taki, doğunun nazlı güzeli “İshak Paşa Sarayı’na geçiyoruz. Ağrı Dağı yakınındaki İshak Paşa Sarayı; 116 odası, türbe, cami, surları, iç ve dış avluları, divan ve harem salonları, koğuşları ile bir yapılar topluluğu yani külliyedir. Kürt yazar ve bilim insanı Ahmed-i Hani bu sarayda katiplik yapmıştır. İstanbul Topkapı Sarayı’ndan sonra ikinci teşkilat saray sistemidir. Ayrıca saray, 18. yüzyıl Osmanlı mimarisinin en belirgin ve şaheser örneklerinden olduğu gibi, tarih ve sanat tarihi açısından da önemlidir.
İshak Paşa Sarayı ile günün finalini yaptıktan sonra akşam yemeğimizi yerel bir restoranda alıyoruz. Konaklama Doğubayazıt’taki otelimizde.
Değerli misafirlerimiz, otelimizde yapacağımız kahvaltının ardından aracımızla Iğdır’a hareket ediyoruz. İlk olarak Soykırım Anıtı ve müzesini ziyaret diyoruz. Anıt, Iğdır İl merkezinde şehrin doğu girişinde sınır kapısına giden yol çatısındadır. Burada yapılmasının nedeni Ermenistan, İran ve Azerbaycan'dan gelen insanların ilk olarak bu anıtla karşılaşmalarının sağlanmasıdır, beş dev kılıcın eğri uçları yukardan çevrilerek kubbeye çevrilmesiyle muazzam bir görüntü sergilemektedir. Şehir turunun ardından tuz mağaraları için Tuzluca ilçesine doğru hareket ediyoruz.
M.S. 15. yüzyılda İspanyol Elçi Ruy González de Clavijo, Tuz mağaraları hakkında seyahatnamesinde şöyle anlatmaktadır:
‘’Mayıs 1404’te tekrar Aras Nehri kıyısında ilerlemeye devam ettik. Yol bozuk ve birçok yeri dimdik idi. Ertesi gün yine bir köyde kaldık. Buradan dağın tepesine kurulmuş bir kale vardı. Dağ, taş ve tuz kayaları ile kaplıydı. Civar köylerden gelenler buradan tuz alıp yemeklerinde kullanıyorlarmış’’.
Türkiye'nin 100 yıllık tuz ihtiyacını karşılayacak kapasitededir. Tünellerde bulunan havanın birçok solunum yolu hastalığına iyi geldiği bilinmektedir.
Bu maddenin yıllarca işlenmesinden sonra oluşan tuz mağaralarında astım hastalarının yararlanacağı doğal bir şifa merkezi oluşmuştur, uzun ve derin Tuz Mağaralar, Tuz Gölleri ve Kristalize Mağara Duvarları ile görsel hafızamıza göz detoksu yapacaktır.
Akşam yemeğimizi yerel bir restoranda yedikten sonra konaklama akşam Iğdır’daki otelimizde.
Değerli misafirlerimiz, otelimizde yapacağımız kahvaltının ardından Uçuş zamanımıza göre serbest alışveriş zamanından sonra, değerli misafirlerimizle bir başka gezimizde tekrar görüşmek ümidiyle, Iğdır Havaalanı’na transfer ve vedalaşma. Bir sonraki turumuzda görüşmek üzere.
İstanbul’da butik turlar düzenleyen Bluecat Travel, özel ve unutulmaz gezi deneyimleri sunar. Dünyanın gizli köşelerini keşfetmek için bize katılın.
Bir yanıt yazın