Azerbaycan - Gürcistan Turu

Kafkaslardan Karadeniz’e Uzanan Bir Yolculuk

süre

8

Kişi Sayısı

25

Başlangıç tarihi

01.05.2026

Bitiş Tarihi

08.05.2026

Genel Bakış
Dahil ve Hariç Hizmetler
Tur Planı

Kafkaslardan Karadeniz’e Uzanan Bir Yolculuk
Güneş, Hazar Denizi’nin ufkunda doğarken Bakü’nün ışıltılı silueti suya yansır. Alev Kuleleri’nin parıltısı, geçmişle geleceği bir aynada buluşturur sanki. Şehrin taş sokaklarında yürürken, her köşe başında bir hikâye fısıldanır kulağımıza: Kız Kalesi’nin efsaneleri, İçeri Şehir’in taş duvarlarına sinmiş yüzyılların yankısı… Bakü, modernliğiyle göz kamaştırırken aynı zamanda kadim bir ruhu içinde taşır. Bu şehir, Kafkasya’nın kalbinde atar.
Bakü’den ayrılıp batıya, Gence’ye doğru yol alırken ufukta uzanan bozkırlar yerini yavaşça yemyeşil vadilere bırakır. Gence, tarihin sessiz ama görkemli tanığıdır. Nizami Gencevi’nin dizeleri hâlâ bu topraklarda yankılanır. Eski taş yapılar, kubbeli camiler, ve ince işlemeli kapılar arasında geçmişin huzurlu adımlarını duyarsınız. Gence, zamanı ağır ağır akan bir nehir gibi yaşatır insana.
Yol Şeki’ye vardığında doğa bir tabloya dönüşür. Dağların eteğinde, İpek Yolu’nun eski hanları arasında, rüzgârın taşıdığı ipek kokusu hissedilir. Şeki Han Sarayı’nın renkli vitraylarından süzülen ışık, odaların duvarlarında dans eder. Tarih burada sadece anlatılmaz; nefes alır, yaşar, dokunulur. Şeki helvasının tatlı aroması, bu yolculuğun damağınızda kalan sıcak bir hatırası olur.
Sınırı geçip Gürcistan’a adım atıldığında, Tiflis’in büyülü atmosferi karşılar misafiri. Mtkvari Nehri’nin ikiye böldüğü şehir, doğu ile batının dostluğunu anlatır. Eski Tiflis’in dar sokakları, pastel renkli evleri ve sülfür hamamlarının sıcak buharı arasında şehrin ritmini hissedersiniz. Narikala Kalesi’nden baktığınızda, ışıklar ve kubbelerle süslenmiş bu şehrin bir masal sayfası olduğunu fark edersiniz. Tiflis, hem zarif hem dağınık; hem geçmiş hem de bugündür.
Yol, batıya doğru ilerledikçe manzaralar genişler, dağlar biraz daha yeşerir. Kutaisi, Gürcistan’ın tarihini sessizce saklayan şehirlerden biridir. Bagrati Katedrali’nin taşları bin yılın duasını taşır gibi sessizdir. Gelati Manastırı’nın avlusunda rüzgârın uğultusu bile saygıyla susar. Burada zaman, sabırla örülmüş bir ilahidir.
Ve sonunda Karadeniz’in tuzlu kokusu uzaktan duyulmaya başlar. Batum, denizin kıyısında dans eden bir şehir gibidir. Işıklarla süslü bulvarlarında, palmiyelerin altında yürürken modern dünyanın enerjisi sarar etrafınızı. Alfabe Kulesi gökyüzüne uzanır, Ali ile Nino heykeli her akşam bir kez daha kavuşur. Deniz kıyısında dalgaların ritmine karışan müzikler, yolculuğun yorgunluğunu unutturur.
Batum’dan sonra sınır geçilir, Türkiye topraklarına adım atılır. Rize’nin yeşiline kavuştuğunuzda kalbiniz hafifler. Karadeniz’in nemli havası, yorgun yüzlere serin bir dokunuş olur. Dağların arasından süzülen sis, yolculuğun üzerini bir masal gibi örter. Çay tarlalarının arasında yankılanan cıvıltılar, bu yolculuğun huzurlu son notasıdır.
Bakü’den başlayan bu serüven, Rize’nin yeşil dağlarında dingin bir nefese dönüşür. İki ülke, sayısız şehir, farklı diller ve ezgiler… Hepsi bir araya gelerek aynı hikâyeyi anlatır:
Yolculuk sadece mesafeleri değil, insanın içindeki coğrafyaları da kat etmektir.
Tur Planı
1. Gün – İstanbul’dan Bakü’ye Yolculuk
Azerbaycan’ın büyüleyici kültürü ve etkileyici doğasını keşfetmeye hazır mısınız? Yolculuğumuz İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nda başlıyor. Sabah saatlerinde havalimanında buluşuyor, saat 10:40’ta hareket edecek uçağımızla Bakü’ye doğru yola çıkıyoruz. Yaklaşık 3 saatlik bir uçuşun ardından Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de, Haydar Aliyev Havalimanı’na varıyoruz. Gümrük işlemlerimizi tamamladıktan sonra bizi bekleyen konforlu aracımızla şehir merkezine doğru hareket ediyoruz. Yol boyunca ilk izlenimlerimizi edinmeye başlıyor, Bakü’nün modern silüetini ve Hazar Denizi kıyılarını seyrediyoruz. Otelimize ulaştıktan sonra odalarımıza yerleşiyor ve kısa bir dinlenme molası veriyoruz. Günün geri kalanını yorgunluğumuzu atarak geçireceğiz. Ertesi gün başlayacak olan şehir keşiflerimiz öncesinde rahatlamak, enerjimizi toplamak için güzel bir fırsat.
2. Gün – Bakü Şehir Turu: Tarih, Kültür ve Modern Yüzüyle Bakü
Güne otelimizde alacağımız güzel bir kahvaltıyla başlıyoruz. Ardından Bakü’nün kalbine doğru yola çıkıyoruz. Bugün, geçmiş ile geleceği aynı sokaklarda buluşturan bu büyüleyici şehri derinlemesine keşfedeceğiz. İlk durağımız, tarih sahnesinde eşine az rastlanan bir yer: Ateşgah Zerdüşt Tapınağı. İslamiyet öncesi döneme uzanan bu tapınak, dünyadaki üç mecusi tapınağından biri olarak kabul ediliyor ve halen kültürel anlamda önemli bir merkez. Burada hem tarih hem de inançlar arası geçişin izlerini göreceğiz. Sonrasında, Bakü’nün simgeleri arasında yer alan Ateş Kuleleri, Türk Şehitliği ve Haydar Aliyev’in kabri ziyaret ediliyor. Ardından, zamanın adeta durduğu bir başka noktaya geçiyoruz: İçeri Şehir (Eski Şehir). UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bu bölge, Bakü’nün tarihi çekirdeğini oluşturuyor. Arnavut kaldırımlı dar sokakları, taş evleri ve tarih kokan avlularıyla burası tam bir açık hava müzesi. İçeri Şehir turumuz sırasında, 15. yüzyılda inşa edilen ve dönemin zarif mimarisini yansıtan Şirvanşahlar Sarayını da geziyoruz. Bu saray, Azerbaycan’ın saray kültürüne ışık tutan nadide yapılardan biri. Bir sonraki durağımız ise şehrin modern yüzünü temsil eden, ünlü mimar Zaha Hadid tasarımıyla dikkat çeken Haydar Aliyev Kültür Merkezi. Dalga formundaki etkileyici yapısı kadar, içinde barındırdığı kültürel sergilerle de büyüleyici bir deneyim sunuyor. Turumuz Zafer Parkı (Savaş Ganimetleri Parkı) ile devam ediyor. Karabağ Zaferi’ne ithaf edilen bu açık hava müzesinde, Ermeni ordusundan ele geçirilen askeri araçlar, mühimmatlar ve anıtlar sergileniyor. Burada, yakın tarihin izlerine tanıklık ediyoruz. Günün romantik finali ise Küçük Venedik’te! 1960’lı yıllarda inşa edilen ve 2012’de yenilenen bu şirin bölge, şehrin sahil kısmında yer alıyor. Kanallar üzerinde yapacağımız keyifli bir tekne gezisiyle Bakü’nün modern ve zarif yüzünü keşfediyoruz. Son olarak şehrin en canlı noktalarından biri olan Tavgov Meydanında alışveriş ve serbest zaman için kısa bir mola veriyoruz. Ardından otelimize dönüyor ve günü dinlenerek noktalıyoruz.
3. Gün – Qobustan Kaya Resimleri, Çamur Volkanları ve Şeki’ye Yolculuk
Kahvaltımızı yaptıktan sonra otelden ayrılıyor ve Azerbaycan’ın eşsiz doğasını ve tarihini keşfetmek üzere yola koyuluyoruz. Rotamız, Bakü’ye yaklaşık 45 dakika uzaklıkta bulunan Qobustan Milli Parkı. Bu bölge, tarih öncesi döneme ait binlerce kaya resmiyle UNESCO tarafından koruma altına alınmış durumda. Açık hava müzesi niteliğindeki bu alanda, rehberimizin anlatımı eşliğinde çivi yazıları ve kaya çizimlerini inceliyoruz. Bir sonraki durağımız, Bakü’nün en önemli dini yapılarından biri olan Bibi Heybet Camii. 13. yüzyılda Şirvanşahlar döneminde inşa edilen ve zamanla yeniden restore edilen bu kutsal mekân, Hz. Muhammed’in soyundan geldiğine inanılan Hz. Ükeyme’nin türbesine ev sahipliği yapıyor. Buradan sonra biraz doğaüstü bir manzaraya geçiyoruz: Çamur Volkanları. Yüzeyden fokurdayarak çıkan, soğuk çamurla kaplı bu ilginç jeolojik oluşumlar, sanki başka bir gezegenden gelmiş gibi! Dileyen misafirlerimiz buradan çamur maskesi ya da hediyelik çamur ürünleri de satın alabilir. Günün sonunda, Azerbaycan’ın yemyeşil dağları arasındaki tarihi şehri Şeki’ye doğru uzun ama keyifli bir yolculuğa çıkıyoruz. Şeki’ye vardığımızda otelimize yerleşiyor ve günün yorgunluğunu atmak üzere serbest zaman geçiriyoruz.
4. Gün – Şeki, Gence ve Gürcistan’a Geçiş (Kırmızı Köprü – Tiflis)
Sabah temiz dağ havası eşliğinde güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra Şeki’deki gezimize başlıyoruz. İlk durağımız, 18. yüzyıldan kalma büyüleyici bir yapı olan Şeki Han Sarayı. Renkli vitray pencereleri, ince duvar süslemeleri ve tarih kokan atmosferiyle bu saray, adeta bir zaman kapsülü gibi. Hemen ardından, bir zamanlar kervanların mola verdiği tarihi Kervansaray’ı ziyaret ediyoruz. Kalın taş duvarları ve kemerli avlusuyla burası, İpek Yolu’nun gölgesinde geçmiş zamanlara bir yolculuk sunuyor. Sonra meşhur Şeki tatlılarından tatmak için kısa bir mola veriyoruz. Bu eşsiz lezzetlerin ardından rotamızı Azerbaycan’ın eski başkenti Gence’ye çeviriyoruz. Gence’de; büyük şair Nizami Gencevi’nin kabri, Türk Şehitlik Anıtı, Cuma Camii, Tarihi Hamam ve son olarak Cevad Han Türbesini ziyaret ediyoruz. Her biri, Azerbaycan’ın zengin tarihine ve Türk izlerine dair önemli duraklar. Günün sonunda Kırmızı Köprü Sınır Kapısı’ndan Gürcistan’a geçiyoruz. . Pasaport işlemlerimizin ardından kısa bir yolculukla Tiflis’e ulaşıyor ve otelimize yerleşiyoruz. Konaklama: Ibis Hotel Tiflis veya benzeri
5. Gün – Tiflis’ten Mtskheta’ya: İnanç ve Tarih Yolculuğu
Bugünkü programımızda, Gürcistan’ın dini ve tarihi mirasını keşfedeceğiz. Sabah kahvaltısından sonra ilk durağımız, Sameba Katedrali. Hem yüksekliği hem de görkemiyle dünyanın en büyük Ortodoks katedrallerinden biri olan bu yapı, başkent Tiflis’in siluetine damgasını vuruyor. Ardından Tiflis’e 15 dakika mesafedeki, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Mtskheta şehrine geçiyoruz. Bu tarihi şehir, Gürcistan’ın en eski yerleşimlerinden biri. Burada 6. yüzyıldan kalma etkileyici bir yapı olan Jvari (Haç) Manastırını geziyoruz. Sonrasında Gürcistan Anıtına geçiyoruz. Bu etkileyici anıt, Gürcistan’ın 3000 yıllık tarihini ve 2000 yıllık Hristiyanlık geçmişini sütunlara kazınmış sahnelerle anlatıyor. Hem tarihi hem de mimari açıdan oldukça etkileyici. Gezi sonrası otelimize dönüyoruz ve dinleniyoruz. Konaklama: Ibis Hotel Tiflis veya benzeri
6. Gün – Tiflis Şehir Turu ve Gürcü Gecesi
Bugün Tiflis’in tüm güzelliklerini keşfetme zamanı! Oteldeki kahvaltımızın ardından şehri yürüyerek ve panoramik şekilde keşfetmeye başlıyoruz. İlk olarak Metekhi Köprüsü’nden teleferiğe binerek şehre tepeden bakan Kartlis Deda (Gürcü Annesi) heykelini görüyoruz. Daha sonra yürüyerek Narikala Kalesi, Cuma Camii, Abanotubani Şelalesi, Kükürt Hamamları ve Metekhi Kilisesini ziyaret ediyoruz. Her adımda Tiflis’in tarihini ve kültürel çeşitliliğini hissediyoruz. Fotoğraf molamızın ardından Rustaveli Caddesi üzerinde keyifli bir yürüyüş yapıyoruz. Özgürlük Meydanı, Sovyet dönemine ait Tiflis metrosunda kısa bir yolculuk ve ardından Antika Pazarı gezisiyle günü tamamlıyoruz. Akşam ise dileyen misafirlerimizle birlikte Gürcü Gecesi (ekstra) etkinliğine katılıyoruz. Gürcü ezgileri, halk dansları ve geleneksel lezzetlerle dolu bu gece, unutulmaz anılarla dolu oluyor. Konaklama: İbis Hotel Tiflis veya benzeri
7. Gün – Kutaisi ve Batum: Gürcistan’ın Farklı Yüzleri
Sabah otelden ayrılıyor ve Gürcistan’ın eski başkentlerinden biri olan Kutaisi şehrine doğru yola çıkıyoruz. Rioni Nehri kıyısındaki bu tarihi şehirde Kent Meydanı, Tiyatro Binası gibi yapıları gördükten sonra öğle yemeği molası veriyoruz. Yemekten sonra rotamız, Karadeniz kıyısında yer alan ve Acara Özerk Cumhuriyeti’nin başkenti olan Batum! Şehre vardığımızda isteyen misafirlerimizle birlikte ekstra olarak tekne turuna katılarak Batum’u denizden seyrediyoruz. Günün devamında; Orta Camii, Piazza Meydanı, Avrupa Meydanı, Tiyatro Binası ve Batum Bulvarı gibi şehrin önemli noktalarını keşfediyoruz. Akşamüstü serbest zaman veriyoruz. Günün sonunda, dizilerden tanıdığımız Ali ve Nino Heykelini görüyor ve günü burada noktalıyoruz. Konaklama: Batum Otelleri (vb.)
8. Gün – Sarp Sınır Kapısı, Fırtına Deresi ve Vedalaşma
Gezimizin son günü… Sabah kahvaltımızın ardından Batum’dan ayrılıyor ve Sarp Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye geçiş yapıyoruz. Gümrük işlemlerimizin ardından kısa bir mola için Free Shop alışverişi yapma imkânımız olacak. Daha sonra Karadeniz’in doğa harikalarından biri olan Fırtına Deresi’ne ulaşıyoruz. Buradaki nehir kenarındaki restoranımızda öğle yemeğimizi alıyoruz. Yemeğin ardından Trabzon Havalimanı’na doğru hareket ediyor ve İstanbul’a dönüş uçağımızla bu güzel yolculuğu tamamlıyoruz.

Dahil ve Hariç Hizmetler

  • İstanbul - Bakü uçak biletleri
  • Rize - İstanbul uçak bileti
  • Tur boyunca tüm konaklamalar
  • Kahvaltılar
  • Tüm transferler
  • Müze ve ören yeri giriş ücretleri
  • Programda belirtilen Tüm aktiviteler
  • Türkçe rehberlik hizmeti
  • Seyahat ve sağlık sigortası
  • Yurtdışı çıkış harcı
  • Öğle ve akşam yemekleri
  • Rehberler, şoförler ve personel için bahşişler

Tur Planı

1. Gün İstanbul’dan Bakü’ye Yolculuk (1 Mayıs 2026)

Azerbaycan’ın büyüleyici kültürü ve etkileyici doğasını keşfetmeye hazır mısınız? Yolculuğumuz İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nda başlıyor. Sabah saatlerinde havalimanında buluşuyor, saat 10:40’ta hareket edecek uçağımızla Bakü’ye doğru yola çıkıyoruz. Yaklaşık 3 saatlik bir uçuşun ardından Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de, Haydar Aliyev Havalimanı’na varıyoruz. Gümrük işlemlerimizi tamamladıktan sonra bizi bekleyen konforlu aracımızla şehir merkezine doğru hareket ediyoruz. Yol boyunca ilk izlenimlerimizi edinmeye başlıyor, Bakü’nün modern silüetini ve Hazar Denizi kıyılarını seyrediyoruz. Otelimize ulaştıktan sonra odalarımıza yerleşiyor ve kısa bir dinlenme molası veriyoruz. Günün geri kalanını yorgunluğumuzu atarak geçireceğiz. Ertesi gün başlayacak olan şehir keşiflerimiz öncesinde rahatlamak, enerjimizi toplamak için güzel bir fırsat.

2. Gün Bakü Şehir Turu: Tarih, Kültür ve Modern Yüzüyle Bakü (2 Mayıs 2026)

Güne otelimizde alacağımız güzel bir kahvaltıyla başlıyoruz. Ardından Bakü’nün kalbine doğru yola çıkıyoruz. Bugün, geçmiş ile geleceği aynı sokaklarda buluşturan bu büyüleyici şehri derinlemesine keşfedeceğiz. İlk durağımız, tarih sahnesinde eşine az rastlanan bir yer: Ateşgah Zerdüşt Tapınağı. İslamiyet öncesi döneme uzanan bu tapınak, dünyadaki üç mecusi tapınağından biri olarak kabul ediliyor ve halen kültürel anlamda önemli bir merkez. Burada hem tarih hem de inançlar arası geçişin izlerini göreceğiz. Sonrasında, Bakü’nün simgeleri arasında yer alan Ateş KuleleriTürk Şehitliği ve Haydar Aliyev’in kabri ziyaret ediliyor. Ardından, zamanın adeta durduğu bir başka noktaya geçiyoruz: İçeri Şehir (Eski Şehir). UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bu bölge, Bakü’nün tarihi çekirdeğini oluşturuyor. Arnavut kaldırımlı dar sokakları, taş evleri ve tarih kokan avlularıyla burası tam bir açık hava müzesi. İçeri Şehir turumuz sırasında, 15. yüzyılda inşa edilen ve dönemin zarif mimarisini yansıtan Şirvanşahlar Sarayını da geziyoruz. Bu saray, Azerbaycan’ın saray kültürüne ışık tutan nadide yapılardan biri. Bir sonraki durağımız ise şehrin modern yüzünü temsil eden, ünlü mimar Zaha Hadid tasarımıyla dikkat çeken Haydar Aliyev Kültür Merkezi. Dalga formundaki etkileyici yapısı kadar, içinde barındırdığı kültürel sergilerle de büyüleyici bir deneyim sunuyor. Turumuz Zafer Parkı (Savaş Ganimetleri Parkı) ile devam ediyor. Karabağ Zaferi’ne ithaf edilen bu açık hava müzesinde, Ermeni ordusundan ele geçirilen askeri araçlar, mühimmatlar ve anıtlar sergileniyor. Burada, yakın tarihin izlerine tanıklık ediyoruz. Günün romantik finali ise Küçük Venedik’te! 1960’lı yıllarda inşa edilen ve 2012’de yenilenen bu şirin bölge, şehrin sahil kısmında yer alıyor. Kanallar üzerinde yapacağımız keyifli bir tekne gezisiyle Bakü’nün modern ve zarif yüzünü keşfediyoruz. Son olarak şehrin en canlı noktalarından biri olan Tavgov Meydanında alışveriş ve serbest zaman için kısa bir mola veriyoruz. Ardından otelimize dönüyor ve günü dinlenerek noktalıyoruz.

3. Gün Qobustan Kaya Resimleri, Çamur Volkanları ve Şeki’ye Yolculuk (3Mayıs 2026)

Kahvaltımızı yaptıktan sonra otelden ayrılıyor ve Azerbaycan’ın eşsiz doğasını ve tarihini keşfetmek üzere yola koyuluyoruz. Rotamız, Bakü’ye yaklaşık 45 dakika uzaklıkta bulunan Qobustan Milli Parkı. Bu bölge, tarih öncesi döneme ait binlerce kaya resmiyle UNESCO tarafından koruma altına alınmış durumda. Açık hava müzesi niteliğindeki bu alanda, rehberimizin anlatımı eşliğinde çivi yazıları ve kaya çizimlerini inceliyoruz. Bir sonraki durağımız, Bakü’nün en önemli dini yapılarından biri olan Bibi Heybet Camii. 13. yüzyılda Şirvanşahlar döneminde inşa edilen ve zamanla yeniden restore edilen bu kutsal mekân, Hz. Muhammed’in soyundan geldiğine inanılan Hz. Ükeyme’nin türbesine ev sahipliği yapıyor. Buradan sonra biraz doğaüstü bir manzaraya geçiyoruz: Çamur Volkanları. Yüzeyden fokurdayarak çıkan, soğuk çamurla kaplı bu ilginç jeolojik oluşumlar, sanki başka bir gezegenden gelmiş gibi! Dileyen misafirlerimiz buradan çamur maskesi ya da hediyelik çamur ürünleri de satın alabilir. Günün sonunda, Azerbaycan’ın yemyeşil dağları arasındaki tarihi şehri Şeki’ye doğru uzun ama keyifli bir yolculuğa çıkıyoruz. Şeki’ye vardığımızda otelimize yerleşiyor ve günün yorgunluğunu atmak üzere serbest zaman geçiriyoruz.

4. Gün Şeki, Gence ve Gürcistan’a Geçiş (Kırmızı Köprü – Tiflis) 4 Mayıs 2026

Sabah temiz dağ havası eşliğinde güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra Şeki’deki gezimize başlıyoruz. İlk durağımız, 18. yüzyıldan kalma büyüleyici bir yapı olan Şeki Han Sarayı. Renkli vitray pencereleri, ince duvar süslemeleri ve tarih kokan atmosferiyle bu saray, adeta bir zaman kapsülü gibi. Hemen ardından, bir zamanlar kervanların mola verdiği tarihi Kervansaray’ı ziyaret ediyoruz. Kalın taş duvarları ve kemerli avlusuyla burası, İpek Yolu’nun gölgesinde geçmiş zamanlara bir yolculuk sunuyor. Sonra meşhur Şeki tatlılarından tatmak için kısa bir mola veriyoruz. Bu eşsiz lezzetlerin ardından rotamızı Azerbaycan’ın eski başkenti Gence'ye çeviriyoruz. Gence'de; büyük şair Nizami Gencevi’nin kabri, Türk Şehitlik Anıtı, Cuma Camii, Tarihi Hamam ve son olarak Cevad Han Türbesini ziyaret ediyoruz. Her biri, Azerbaycan’ın zengin tarihine ve Türk izlerine dair önemli duraklar. Günün sonunda Kırmızı Köprü Sınır Kapısı’ndan Gürcistan’a geçiyoruz. . Pasaport işlemlerimizin ardından kısa bir yolculukla Tiflis’e ulaşıyor ve otelimize yerleşiyoruz. Konaklama: Ibis Hotel Tiflis veya benzeri

5. Gün Tiflis’ten Mtskheta’ya: İnanç ve Tarih Yolculuğu (5 Mayıs 2026)

Bugünkü programımızda, Gürcistan’ın dini ve tarihi mirasını keşfedeceğiz. Sabah kahvaltısından sonra ilk durağımız, Sameba Katedrali. Hem yüksekliği hem de görkemiyle dünyanın en büyük Ortodoks katedrallerinden biri olan bu yapı, başkent Tiflis’in siluetine damgasını vuruyor. Ardından Tiflis’e 15 dakika mesafedeki, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Mtskheta şehrine geçiyoruz. Bu tarihi şehir, Gürcistan'ın en eski yerleşimlerinden biri. Burada 6. yüzyıldan kalma etkileyici bir yapı olan Jvari (Haç) Manastırını geziyoruz. Sonrasında Gürcistan Anıtına geçiyoruz. Bu etkileyici anıt, Gürcistan’ın 3000 yıllık tarihini ve 2000 yıllık Hristiyanlık geçmişini sütunlara kazınmış sahnelerle anlatıyor. Hem tarihi hem de mimari açıdan oldukça etkileyici. Gezi sonrası otelimize dönüyoruz ve dinleniyoruz. Konaklama: Ibis Hotel Tiflis veya benzeri.

6. Gün Tiflis Şehir Turu ve Gürcü Gecesi (6 Mayıs 2026)

Bugün Tiflis’in tüm güzelliklerini keşfetme zamanı! Oteldeki kahvaltımızın ardından şehri yürüyerek ve panoramik şekilde keşfetmeye başlıyoruz. İlk olarak Metekhi Köprüsü’nden teleferiğe binerek şehre tepeden bakan Kartlis Deda (Gürcü Annesi) heykelini görüyoruz. Daha sonra yürüyerek Narikala Kalesi, Cuma Camii, Abanotubani Şelalesi, Kükürt Hamamları ve Metekhi Kilisesini ziyaret ediyoruz. Her adımda Tiflis’in tarihini ve kültürel çeşitliliğini hissediyoruz. Fotoğraf molamızın ardından Rustaveli Caddesi üzerinde keyifli bir yürüyüş yapıyoruz. Özgürlük Meydanı, Sovyet dönemine ait Tiflis metrosunda kısa bir yolculuk ve ardından Antika Pazarı gezisiyle günü tamamlıyoruz. Akşam ise dileyen misafirlerimizle birlikte Gürcü Gecesi (ekstra) etkinliğine katılıyoruz. Gürcü ezgileri, halk dansları ve geleneksel lezzetlerle dolu bu gece, unutulmaz anılarla dolu oluyor. Konaklama: İbis Hotel Tiflis veya benzeri.

7. Gün Kutaisi ve Batum: Gürcistan'ın Farklı Yüzleri (7 Mayıs 2026)

Sabah otelden ayrılıyor ve Gürcistan’ın eski başkentlerinden biri olan Kutaisi şehrine doğru yola çıkıyoruz. Rioni Nehri kıyısındaki bu tarihi şehirde Kent Meydanı, Tiyatro Binası gibi yapıları gördükten sonra öğle yemeği molası veriyoruz. Yemekten sonra rotamız, Karadeniz kıyısında yer alan ve Acara Özerk Cumhuriyeti’nin başkenti olan Batum! Şehre vardığımızda isteyen misafirlerimizle birlikte ekstra olarak tekne turuna katılarak Batum’u denizden seyrediyoruz. Günün devamında; Orta Camii, Piazza Meydanı, Avrupa Meydanı, Tiyatro Binası ve Batum Bulvarı gibi şehrin önemli noktalarını keşfediyoruz. Akşamüstü serbest zaman veriyoruz. Günün sonunda, dizilerden tanıdığımız Ali ve Nino Heykelini görüyor ve günü burada noktalıyoruz. Konaklama: Batum Otelleri (vb.)

8. Gün Sarp Sınır Kapısı, Fırtına Deresi ve Vedalaşma (8 Mayıs 2026)

Gezimizin son günü... Sabah kahvaltımızın ardından Batum’dan ayrılıyor ve Sarp Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye geçiş yapıyoruz. Gümrük işlemlerimizin ardından kısa bir mola için Free Shop alışverişi yapma imkânımız olacak. Daha sonra Karadeniz’in doğa harikalarından biri olan Fırtına Deresi’ne ulaşıyoruz. Buradaki nehir kenarındaki restoranımızda öğle yemeğimizi alıyoruz. Yemeğin ardından Trabzon Havalimanı’na doğru hareket ediyor ve İstanbul’a dönüş uçağımızla bu güzel yolculuğu tamamlıyoruz.

Thanks for your review!

Your feedback helps us improve our service.

Please Insert Review Title

Please Insert Review Feedback

Kişi Başı
950
Single oda farkı: 260 /kişi başı
Tur Talebinde Bulun
0
950
0
Available:
Total: